İçeriğe geç

Demokratik tutum nedir ?

Demokratik Tutum Nedir? Toplumsal Cinsiyet, Çeşitlilik ve Sosyal Adalet Perspektifinden İnceleme

Demokratik tutum, bireylerin toplumsal yaşamda eşitlik, özgürlük ve adalet ilkeleri doğrultusunda hareket etmelerini sağlayan bir davranış biçimidir. Bir toplumda demokratik tutumun varlığı, o toplumun bireylerinin birbirlerine karşı saygılı, hoşgörülü ve eşit haklar konusunda duyarlı oldukları anlamına gelir. Ancak demokratik tutumun ne olduğuna dair algılar, toplumsal cinsiyet, çeşitlilik ve sosyal adalet gibi faktörlere bağlı olarak değişkenlik gösterebilir. İstanbul gibi büyük ve kozmopolit bir şehirde, sokakta, işyerinde veya toplu taşımada gözlemlediğimiz sahneler, bu kavramların ne kadar iç içe geçtiğini ve bir arada nasıl var olabileceğini gösteriyor.

Toplumsal Cinsiyet ve Demokratik Tutum

Toplumsal cinsiyet, bireylerin toplumsal rollerini ve beklentilerini belirleyen bir kavram olarak demokratik tutumun şekillenmesinde önemli bir yer tutar. Kadınlar ve erkekler arasındaki güç ilişkileri, toplumda eşit haklar ve fırsatlar yaratılması adına büyük bir engel oluşturabilir. Örneğin, İstanbul’un her köşesinde gördüğümüz bir durum var: toplu taşımada kadınların yaşadığı zorbalıklar. Kadınların, özellikle yoğun saatlerde, erkeklerin baskın olduğu alanlarda daha fazla ayrımcılığa uğradığını gözlemlemek mümkün. Bu, sadece fiziksel bir durum değil, aynı zamanda bir demokratik tutum eksikliğidir. Birçok kişi, kadınların oturma haklarını ihlal etmekte bir sakınca görmüyor. Oysa demokratik bir tutum, toplumsal cinsiyet farkı gözetmeden, her bireyi eşit bir şekilde dikkate almayı gerektirir.

Bir başka örnek, işyerlerinde kadınların erkeklerle eşit fırsatlara sahip olmamalarıdır. Kadınların, özellikle yönetim kademelerinde daha az yer bulması, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin bir yansımasıdır ve bu durum demokratik tutumun eksikliğini gösterir. Toplumda cinsiyet ayrımcılığına karşı duyarlı bireyler, kadınların ve erkeklerin eşit fırsatlara sahip olmalarını savunarak demokratik tutumlarını göstermelidir.

Çeşitlilik ve Demokratik Tutum

Çeşitlilik, farklı etnik, dini, kültürel ve sosyal kökenlerden gelen bireylerin bir arada yaşadığı bir toplumu ifade eder. İstanbul’da bir gün sokakta yürürken farklı diller konuşan, farklı kültürlerden gelen insanlarla karşılaşmak oldukça yaygın. Ancak, çeşitliliğin varlığı, her zaman kabul ve hoşgörüyle sonuçlanmıyor. Yolda gördüğüm bir grup turistin, yabancı bir dilde konuşarak etrafındaki insanlarla iletişim kurmaya çalışırken, çevreden gelen olumsuz bakışlar ve küçümseyici tavırlar, çeşitliliğe duyarsız olmanın bir örneği. Bu durum, demokratik bir tutumun eksikliğini gösteriyor. İnsanlar, farklılıkları zenginlik olarak görmek yerine, çoğu zaman onlardan rahatsız olabiliyor.

Bir başka örnek ise etnik çeşitlilikle ilgilidir. İstanbul’da yaşayan farklı etnik kökenlere sahip bireylerin, bazen işyerlerinde veya sosyal ortamlarda daha az görünür olmaları, bu bireylerin demokratik tutumlara ne kadar uzak kaldığını gösterir. İnsanlar, farklı kökenlere sahip kişilere karşı bazen istemeden önyargılar geliştirebiliyor ve bu da toplumsal eşitlik ve adaletin önünde bir engel teşkil ediyor.

Sosyal Adalet ve Demokratik Tutum

Sosyal adalet, her bireyin eşit haklara sahip olduğu, ayrımcılığın ve dışlanmanın olmadığı bir toplum anlayışıdır. İstanbul’un sokaklarında, özellikle de kenar mahallelerinde, sosyal adaletin hala tam anlamıyla sağlanmadığını gözlemlemek mümkün. Yoksul mahallelerde yaşayan insanlara karşı gösterilen ayrımcılık, bu bireylerin toplumsal hayata katılımını zorlaştırıyor. Oysa demokratik bir tutum, herkesin yaşam hakkını eşit şekilde savunmayı gerektirir. Örneğin, bir sokak sanatçısının, sadece yaşam koşulları nedeniyle küçümsenmesi veya dışlanması, sosyal adaletin zedelenmesinin bir örneğidir.

Yine, toplumsal adaletin sağlanamadığı bir başka alan da eğitimdir. Farklı sosyo-ekonomik düzeylerden gelen çocukların eğitimde eşit fırsatlara sahip olmaması, onların hayata eşit bir başlangıç yapmalarını engeller. Bu durum, demokratik bir tutumun eksikliği ve sosyal adaletin sağlanamaması olarak görülebilir.

Demokratik Tutumun Günlük Hayatta Yansıması

İstanbul’daki günlük yaşantımda, demokratik tutumun etkilerini sıkça gözlemliyorum. Toplu taşımada, sokakta, işyerinde, her an karşımıza çıkan bireyler ve durumlar, toplumsal cinsiyet, çeşitlilik ve sosyal adaletin nasıl şekillendiğine dair önemli ipuçları veriyor. Bu durumlar, bazen basit bir bakışla veya kısa bir diyalogla başlar ama toplumsal yapıyı ve demokratik tutumları derinden etkiler.

Örneğin, bir gün sabah işe giderken, bir kadının toplu taşımada yaşadığı tacizi gördüm. Çevredeki insanların çoğu, durumu görmezden gelip sessiz kaldılar. Oysa demokratik bir tutum, sadece bireysel hakları savunmakla kalmaz, aynı zamanda başkalarının haklarına saygı gösterilmesini de sağlar. Bu sessizlik, toplumsal adaletin zayıf olduğu bir ortamı işaret eder.

Diğer taraftan, bir işyerinde, farklı etnik kökenlere sahip çalışanların birbirlerine karşı saygılı ve hoşgörülü bir tutum sergilemeleri, demokratik tutumun olumlu bir örneğidir. Çeşitli kültürlerden gelen insanların ortak bir amaç için bir araya gelmesi, toplumsal çeşitliliğin gücünü gösterir ve sosyal adaletin sağlanmasına katkı sağlar.

Sonuç

Demokratik tutum, toplumsal cinsiyet, çeşitlilik ve sosyal adalet perspektiflerinden incelendiğinde, toplumun ne kadar eşitlikçi, hoşgörülü ve adil olduğunu gösteren bir ölçüt olarak karşımıza çıkar. İstanbul gibi büyük bir şehirde, her gün karşılaştığımız farklı insanlarla ve durumlarla bu tutumları gözlemlemek, bizi daha duyarlı bireyler haline getirebilir. Toplumsal cinsiyet, çeşitlilik ve sosyal adalet alanlarındaki eksiklikleri fark etmek ve bunlara karşı duyarlı olmak, demokratik tutumu günlük hayatta daha güçlü bir şekilde inşa etmemize yardımcı olur.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

yazaryapi.com.tr Sitemap
ilbet canlı maç izlesplash