Hayrat Olarak Yapılan Çeşme Zekat Sayılır Mı?
Gündelik hayatın koşturmacasında, bazen derin düşüncelere dalabiliyoruz. Ofiste işimi yaparken, akşamları da blog yazmaya başladığımda kafamda bir sürü soru beliriyor. Dün akşam bir arkadaşım ile sohbet ederken, “Hayrat olarak yapılan çeşme zekat sayılır mı?” diye bir soru gündeme geldi. Bu soru, o kadar basit gibi gözükse de, aslında içinde bir sürü dini ve ahlaki soruyu barındırıyor. Gelin, birlikte bu soruyu, geçmişten günümüze nasıl şekillendiğini, toplumsal etkilerini ve kişisel olarak nasıl bir anlam taşıdığını biraz irdeleyelim.
Hayrat Nedir, Çeşme Ne Anlama Gelir?
Öncelikle hayrat kelimesinin ne anlama geldiğine bakalım. Hayrat, bir kişinin, Allah rızası için yapmış olduğu ve geri dönüşü olmayan bir iyiliği tanımlar. Bu, genellikle su yolları, çeşmeler ya da camiler gibi toplumun yararına olan yapılarla ilişkilendirilir. Peki, çeşme ne demek? Çeşme, suyun halka sunulduğu, genellikle cami ya da mahalle gibi toplulukların bir araya geldiği yerlerdir. Bu tür yapılar, insanlar için hayrat olarak kabul edilebilir çünkü uzun yıllar boyu insanlara hizmet ederler.
Geçmişte Hayrat Olarak Yapılan Çeşmeler
Hayrat çeşmelerinin tarihi, Osmanlı İmparatorluğu’na kadar uzanır. O dönemde sultanlar ve zenginler, halkın su ihtiyacını karşılamak için çeşmeler yaptırır, bunları cami avlularına, çarşılara veya önemli kavşak noktalarına inşa ettirirlerdi. Bu çeşmeler, sadece su temini sağlamakla kalmaz, aynı zamanda bir iyilik olarak da kabul edilirdi. Çünkü bu tür hayratlar, zamanla hayır kurumlarına dönüşüp, toplumun sosyal dayanışmasını artırırdı.
Mesela, Osmanlı’da çok yaygın olan “süleymaniye çeşmesi” gibi yapılar, sultanların hayrat olarak inşa ettikleri ve halkın sürekli olarak faydalandığı su kaynaklarıydı. Bu çeşmeler, aynı zamanda o dönemdeki zekât ve sadaka sisteminin bir parçasıydı. Su, hayatta kalmak için en temel ihtiyaçlardan biri olduğu için, bir çeşme inşa etmek, büyük bir hayır sayılırdı. Ve bu çeşmeler, zekât yerine de sayılabilirdi. Çünkü aslında bir nevi, kamuya yapılan bir hizmetti.
Bugün, Çeşmeler Zekat Sayılır Mı?
Günümüzde, hayrat olarak yapılan çeşmeler hala toplumsal yardımlar arasında yer alıyor, fakat bunun zekât sayılıp sayılmadığı konusu biraz daha karışık. Zekât, İslam’da malın belli bir oranını fakirlere verme yükümlülüğü olarak tanımlanır. Ancak hayrat çeşmesi, doğrudan mal verilmeyen, daha çok hizmet sunulan bir katkıdır. Bu durumda, “Hayrat olarak yapılan çeşme zekat sayılır mı?” sorusuna net bir cevap verebilmek zor. Çünkü zekât, temel olarak malın doğrudan ihtiyaç sahiplerine verilmesiyle ilgili bir kavramken, hayrat çeşmesi toplumun geneline hizmet eder.
Mesela ben, İstanbul’da yaşayan biri olarak, sabah işe gitmek için metrobüse bindiğimde, yolda pek çok çeşme ve su noktası görüyorum. Bu çeşmeler, ne yazık ki her zaman suyun ne kadar değerli olduğunu hatırlatmıyor. Ancak, bir zamanlar yapıldığı gibi, bu çeşmelerin gerçekten halkın su ihtiyacını karşıladığını ve bu şekilde bir hayır olarak kabul edildiğini hayal ediyorum. Zekât, doğrudan bireylere verilse de, bu tür toplumsal hizmetler de en az onun kadar önemli. Bu noktada şunu soruyorum: “Gerçekten zekât dediğimiz şey, sadece fakirlere verilen para mı olmalı, yoksa insanların ortak ihtiyacına hitap eden hayratlar da buna dahil edilebilir mi?”
Gelecekte Hayrat Çeşmeleri ve Zekât
Gelecekte, sosyal medyanın etkisiyle birlikte, hayrat çeşmelerinin de daha farklı bir şekle girmesi mümkün. Belki de bizler, küçük bir sosyal medya kampanyası ile çevremizdeki insanları hayrat yapmaya teşvik edebiliriz. Düşünsenize, bir grup insan, şehirdeki susuz bölgelere hayrat çeşmesi yapmayı kabul etse ve bunun yanında gönüllü çalışmalarıyla daha da geniş bir destek sağlayabilse… Zekât anlayışı da belki bu şekilde evrilir. O zaman, “Bu çeşme gerçekten zekât sayılır mı?” sorusu, bir hayli farklı bir anlam kazanabilir.
Tabii, bu tür hayratlar yapıldığında, devletin de bu konuda nasıl bir düzenleme getireceği önemli. Eğer gelecekte böyle hayratlar yaygınlaşırsa, belki de zekât kavramı, sadece bireysel yardım olmaktan çıkar, daha geniş çaplı bir toplumsal iyiliğe dönüşebilir. Her durumda, bence önemli olan şey, ne kadar su, ne kadar gıda, ne kadar yardım sağladığınız değil; insanların hayatlarını iyileştirecek bir şeyler yapıp yapmadığınız.
Sonuç: Zekât ve Hayrat Arasındaki İnce Çizgi
Hayrat olarak yapılan çeşmelerin zekât sayılıp sayılmayacağı kesin bir şekilde netleşmemiş olsa da, önemli olan şey, bu tür hayratların topluma kattığı değerdir. Zekât, doğrudan malın fakirlere verilmesiyle ilgili bir kavram olsa da, topluma faydalı her türlü katkı da bir nevi ‘hayır’ olarak kabul edilebilir. Kendi adıma, İstanbul’da yaşarken bu tür hayratların varlığına duyduğum saygı artıyor. Belki de gelecekte bizler de bu tür hizmetlerde bulunarak, zekâtı daha geniş bir anlamda ele alabiliriz. Sonuçta, hayrat çeşmeleri, toplumsal dayanışmanın ve ortak iyiliğin simgesidir ve bu da bence yeterince değerli bir şeydir.